Her hayat deneyimi yüksek, olumlu ya da keyifli olmak zorunda değil. Kendini kıskançlık, rekabet, üzüntü, hayal kırıklığı, kibir, öfke, sıkışmışlık, tembellik ya da değersizlik içinde bulman çok normal ve insani bir durum.
Yıllar içerisinde, böyle durumlardayken çok hızlı dönüştüğüm ve çok işe yarayan basit bir teknik geliştirdim. Bu konuda yardım isteyen çok dost oluyor ve bugün bu sırrımı senle de paylaşacağım, kabul edersen
Bir duyguya kapılıp gitmek yerine, böyle bir olumsuz dalganın içinde bulduğumda kendimi hemen derin bir nefes alıyorum ve kendime soruyorum.
“Serdar bu kıskançlık en çok kime yakışırdı? Ya da bu öfke senden daha çok kime yakışır?
Ve zihnim çocukluğuma kadar taramaya başlıyor ve bir cevap beliriyor “Babama” ya da “ Ananeme”
Cevabı gelince “Baba bak seni taşıyorum, merak etme buradasın ve seni içinde bulunduğum bu halle hatırlıyorum.”
Ve ardından bir mucize oluşuyor o duygu bu ifadeyle birlikte bazen bir kahkahaya ya da bazen bir tebessüm altında özlem duygusu ile yatışıyor ve hafiflik ile yerini ışığa bırakıyor….
Bunu fiziksel bir kronik ağrı içinde uygulayabilirsin ya da bir migren krizine; Bu migren en çok kime yakışır?
Belki fiziksel ağrın bir süre devam edebilir ama gittikçe azaldığını ve kaynağını görmeni sağlayacak unutma şifanın yarısı kaynağı görebilmektir.
Bu kadar basit işte;
Dostum bu en çok kime yakışır?